Hedef kitlenizi şirketinize başvurmaya ikna etmek için şirketinizle ilişkilerinin durumunu çok iyi anlatan bir modeli bilmeniz gerekir. Bu modelin her adımında her an adaylar bulunduğu ve her adım için çalışmalar yapmanız gerektiğini bilirseniz, onlarla güçlü bir bağ kurmanız ve ikna etmenizin yolları açılır.
Geçen haftaki yazımda işveren markası çalışmalarının iki ana unsurunun Adaylar (bilinirlik, eyleme geçme) ve Çalışanlar (bağlılık, performans) olduğunu bahsetmiştim. Bugün ise, adaylarla ilgili çalışmalarınızı kolaylaştıracak 1890’larda geliştirilmiş, yani 130 yıldır hala kullanılan bir modelden bahsetmek istiyorum. Modelin adı AIDA : Attention/Awareness, Interest, Desire ve Action kelimelerinin baş harflerinden oluşmuş bir kısaltmadır.
Attention / Awareness: Biliyorum. (Dikkat çek, farkındalık yarat)
Interest: Beğeniyorum (Bilgi ver, ilgi uyandır)
Desire: İstiyorum (Tercih edilme ve satın alma arzusu yarat)
Action: Alıyorum (İkna et; harekete geçir)
Birinci adım dikkat çekmek yani fark edilmek. İngilizce orijinalinde attention ya da awareness olarak geçse de ben her zaman “stand out” olarak, yani diğerlerinden farklılaşarak dikkat çek, kalabalıktan sıyrıl anlamında kullanmayı tercih ediyorum. Köklü, çok uluslu, ürünleri iyi tanınan şirketlerin işveren olarak da dikkat çekmeleri genelde oldukça kolay. Ama onların bile şirketlerindeki bazı iş kollarına dikkat çekmeleri gerekebilir. Örneğin bir bankanın pazarlama departmanı ya da bir perakende firmasının yazılım departmanı gibi.
İkinci adımda ilgi çekmek var. Adaylar şirketinizi biliyor ama ilgilenmiyor olabilirler. Onların şirketinize ilgisini arttırmak için ihtiyaçlarına odaklanarak şirketinizle ilgili neleri ön plana çıkarmanız gerektiğini bulmalı ve kullanmalısınız.
Üçüncü adım arzulamak. Adayın şirketinizde çalışmayı arzulaması. Burada anahtar kelime “arzulaması”, düşünmek ya da istemek değil. Markanın duygusal ve fonksiyonel değer önermeleri ön plana çıkar. Adayın kendisiyle özdeşleştireceği marka kişiliği, duygusal bağ kuracağı marka hikayeleri devreye girer.
Son adım Aksiyon. Yani adaylar açısından bakarsak başvuru yapmalarını sağlamak.
Bu aşamada zihinsel ve fiziksel olarak ulaşılabilir olmak önemlidir. Bunun için yapılması gereken iki şey var. Call-to-action yani harekete geçirecek neden (örneğin iş ilanlarında pozisyonun geleceğini göstermek) ve başvuru sürecini kolaylaştırmak (mobil uyumlu hale getirmek, başvuru adımlarını azaltmak gibi.)
Adaylara yönelik çalışmalarınızı bu adımlar üzerine oturtarak sistematik hale getirebilirsiniz.
Daha detaylı bilgi için ücretsiz e-kitabımı indirebilir, ya da Employer Brand Academy’e 1 haftalık ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
